NEDEN DENİZ FENERLERİ?

Kıyı yapıları ile ilk olarak tanıştığımız yıllardan itibaren deniz fenerlerinde kullanılan malzemelerin tuzlu su ortamından önemli ölçüde etkilendiğini ve korozyon sonucu özellikle demir aksamın kısa süre içinde harap olduğunu gördük. Daha geç de olsa, betonun uğradığı aşınma da dikkate değer bir düzeyde idi. Ne yazık ki bütün meslek yaşantımız boyunca fener yapılarında beton ve çelikten başka bir malzemenin kullanılmasını sağlamamız mümkün olamadı.

Özellikle dalgakıran fenerlerinin estetikten ne kadar yoksun oldukları, konuya yabancı kişiler tarafından bile sık sık dile getirilmiştir. İster kıyı, ister dalgakıran feneri olsun, fenerlerin sanatsal bir kimliğe sahip olmaları gerektiğine olan inancımız yılların geçmesi ile birlikte daha da yoğunlaştı.

Fenerler, bulundukları yörenin simgesi olacak şekilde projelendirilmelidir. Fenerlerin simgesel özellikleri, ülkemizin sanatkarları tarafından ortaya konabilir ve fenerler bir sanat eseri olarak tasarlanabilir. Bir inşaat mühendisliği eseri olarak fener yapısı türünün sonuna gelmiş olsak bile, yüzlerce yıl dünya deniz ticaretinde ve dolayısıyla ülkelerin zenginleşmesinde önemli bir görev üstlenmiş olan deniz fenerlerine bir vefa borcu olarak, sanatkarların üstlerine düşen duyarlılığı göstermeleri ve bu duyarlılığın liman yönetimlerince destenlenmesi gerekir.

Amacımız, hak ettikleri ilgiyi görmediğini düşündüğümüz ülkemiz ve dünya fenerlerini tanıtmak, fenerlerimizin gelecek kuşaklara tarihi ve kültürel bir miras olarak aktarılmalarına yardımcı olacak bilincin oluşmasına katkı sağlamaktır.

Web sitemizin hazırlanması sırasında, özellikle Amerika'daki deniz fenerlerinin resimlerini göndererek sitemizin zenginleşmesine katkıda bulunan Sayın Marie T. Aslan ve Cihat Aslan'a teşekkürü bir borç biliyoruz.

Değişik ülkelerin fener resimlerini görmek için Fotoğraflar üstüne tıklayınız.

Sunay ve Veli AKÇAOĞLU